21 Şubat 2011 Pazartesi

Şebeke - İzmir'de Ön yıkım işaretleri



Ön Yıkım Gecesi – İzmir – 27 Şubat - Hayalbaz
Saat : 17 – ufuk belirene kadar

Sahilde boynu bükük dağ bisikletleri,yersiz yurtsuz ve sevimsiz bir ''sırıtma'' halinden muzdarip insan evlatları,dantelli çay partileri,aristokrasinin doymak bilmeyen kurabiye sevgisi,başbakanlık rüyaları gören apartman yöneticileri,bostanlı sahilinde bisrtrolar, kolejli teen kız etekleri,güzelyalının bomboş duvarları,kültür müdürü şairler,atatürk bulvarları,cumhuriyet meydanları,mermer memeli heykeller,sarışın şehrin kumral anarşistleri,yurtsever cepheler,deniz ve mehtap sordularsen neredesin,her akşam votka rakı ve şarap...

YIKIM BİR ÇAMUR YAĞMURU GİBİ YAĞSIN SAHİLDEKİ BU ÇÖLÜN ÜZERİNE !


Etkinlik programı
Saat 17.00- 19.00 Film gösterimi
Saat 19.00- 21.00 Şenlikli kolaj, şiir üretimleri
Saat 20.00 – 21.00 Video gösterimi
Saat 21.00- Dj Performans


18 Şubat 2011 Cuma

Deneysel Perşembeler- Abarjazz


 Deneysel Persembeler / Hayabaz IZMIR 
Abarjazz Industriel UnplUGged

24 Şubat Perşembe 20:30 - 25 Şubat 02:00

Abarjazz'ın oluşturduğu müzik herhangi bir tür ve kalıba ait olmaktan ziyade, tüm türlerin balansında mixlenen bir ifade biçimi olarak nitelenebilecek grup; vurmalı ve bass sesler için kullandıkları özel olarak tonlanan varilleri ile hatırlanmakta. Abarjazz farklı diye nitelendirilen tüm müzik türlerini eleğinden geçirerek “Avangard ” bir taban oluşturmuş, 2000 yılında Salihli-Manisa belediye hurdalığında buluntu malzemeler ile 20 kişilik bir sanatçı topluluğuyla halka açık bir sergileme ve performans gerçekleştirerek industrial fullart performans alanında bir ilke imza atmıştır. Uzun sahne performansları ile izleyenlerini büyüleyen grup, emprovize, üfleme, ritm kompozisyon ve analog-digital elektoronik makineleri ile kendi üretimleri olan endustrial enstrumanları ve sahne, ışık- kostüm tasarımı konusunda da önemli denemeler de bulundular. Abarjazz futuring konusunda gelişmiş bir serbestiye sahip. Belli grup elemanları dışında, değişik müzisyenlerle çalışarak farklı tarzları dinleyicisine tanıtıyor. 50’ ye yakın müzisyen ve farklı sanat disiplinlerinden sanatçılarla çalışmalar yaparak konserler veren Abarjazz, türler ve sanatlararası etkileşim konusunda önemli gelişmeler kaydetti.




24 Şubat 2011 deneysel perşembesin'de hem Abarjazz'ın ruhu hem ''yıkım'' konsepti dolayısıyla APLS(Aşırı Popüler-LEŞ-Mee sendromu) olanlara yan etkileri vardır..
1.şuur kaybı
2.ağır kabızlık
3.bellekte karışma
4.aptallık hissi
5.istemsiz savunmaya geçiş ile boş konuşma ve spekülasyon yaratma eğilimi (bu tür spekülasyonlar için mekanda tuzaklar kurulmuştur.)
6.normalif beyin frekanslarında ark, şase
7.epileptik neoritmik hızlanma
8.eğlenememe hali
9.mekanı terk etme eğilimi
10. eğer bu uyarıyı dikkate almayıp gelirde yan etkilerden birine maruz kalırsanız, o an Hayalbaz’ da çevrenizde bulunan doktorlara başvurmanız yeterli olacaktır, saygılarımla.

Karahan Kadırman





Tüm anlatımlardan yoksun anlık görüntülerin karşıt anlatımdaki kelimelerle yabancılaştırdığı, anlamı yitirtilmiş anlamlar kazandırıldığı, kurgulanmış spontene görüntülerin sesle bütünleşip ayrıştırıldığı (koca bir hiç) ya da (anlamısızlık). TV ve izleklere itafen.

www.hayalbaz.com
YIKIM 2011



9 Şubat 2011 Çarşamba

7 Şubat 2011 Pazartesi

LE PETIT CLUB DU ZONNHAIDER


LE PETIT CLUB DU ZONNHAIDER
PEYOTE: 08.02.2011/Salı
22:00, alt kat, ücretsiz..


Fransız Devrimi ve Aydınlanma Çağı'nın son kalan filizlerinden doğan THE ZONNHAIDER'S CLUB, en hassas adımını atıyor: Geri Çekilin!!


"Temsili çoğunluğun yaratığı ilüzyonu bir kenara bırakın!" (Christopher Schön, 12 Haziran 1983)

THE ZONNHAIDER'S CLUB göçebe geleneklerinin mozaik yapısının temsili olmayan örneklemlemesidir. Tek bir tema veya stile bağlı kalmayan THE ZONNHAIDER'S CLUB'ı tek hücreli bir canlıya benzetebiliriz. Grup bizi, çevresel etkileşimle yabancılaşıp, sonu olmayan bir devrimi onore etmeye davet ediyor.

THE ZONNHAIDER'S CLUB için, oluşun daimi sürecinde kimliğin bir kenara bırakılmasından başka yapılacak hiç bir şey yok!

Christopher Schön (vocal / trumpet)


Lucia Adam (e-piano / organ)

Christoph Höfferl (electronic / fx)

...

http://listn.to/TheZonnhaidersClub

4 Şubat 2011 Cuma

Kirpi Şiir 6: Gerçeküstü İmge



Kirpi Şiir 6/Gerçeküstü İmgeye Dair
2011 yılı Türkiye’sinde yaşayan, güncel Gerçeküstü imgeye dair bir dosya hazırlamak, beraberinde birçok farklı mecrayı, tarihsel arkeoloji hevesini, hesaplaşmayı da gündeme almak demektir. Türkiye gibi avangard geleneği çok sonraları idrak etme yolunda adımlar atmış çorak bir coğrafya da, Sürrealizm gibi engin bir yatak-nehir sadece edebiyatın, görsel sanatların belirlenmiş sınırlarıyla ya da kültür endüstrisinin tüketim mantığıyla ele alınamaz.

Çünkü Sürrealizm rasyonaliteye, kentsoylu değerlere, moderniteye, dinsel, şovenist her türlü baskılamaya karşı bir duruş; dünyayı bambaşka bir gözle görme biçimidir. Antonin Artaud’a göre zihinsel bir durum, Breton’a göre ise devrimsel bir harekettir.
İmgeyi sadece toplumcu, gerçekçi, gelenekçi, ulusal ya da cemaatsel bakış açıları ile görenler için bu ekinsel emekler hep nafile çabalar olarak görülmüş, batırılmış, görmezden gelinmiş, ötekileştirilmiştir. Gerçeküstücülük, kültür endüstrisinin güncellik kavramına göre nostaljik bir ütopik çaba, bazı postmodernist olduğunu iddia eden yaklaşımlar için ise geçmişin baskıcı avangard’ıdı, bir çeşit çıkmaz yoldur.

Ama tüm bu iddiaların aksine Gerçeküstücü İmge, 21. yüzyılın başında tüm kürede(ve de ülkede) televizyondan internete, reklamcılıktan sinemaya, tasarımdan modaya gündelik yaşamın içinde, her köşesindedir. Postmodern durumun devrimci avangard’ı yok ettiğine inananlar erken bir bayram merasimi yaptılar.

Bu gün dünyanın 30’dan fazla ülkesinde aktif, güncel ve yaşayan uluslar arası bir Sürrealist hareket var. Ortak imzaya açılan uluslar arası bildiriler, kolektif sergi-etkinlik-festivaller, yerel/küresel yayınlar, internetin sağladığı imkanlarla sürekli canlı, tartışma ve eylem halinde bir Sürrealizm. Bu durumun kuşkusuz en net kanıtı 2010 yılı içinde, 24 ülkeden, 80’in üstü katılımcının emekleriyle yayınlanan Hydrolith adlı antolojidir. 21. yüz yılın bu ilk uluslar arası sürrealist antolojisinde Türkiye Gerçeküstü hareketi S.E.T’de çeşitli ürünlerle dahil olmuştur.

Ülkemiz özgülünden baktığımızda yaklaşık 80’lık bir gecikmişlik söz konusudur ve öncelikle bu meseleye cesurca, tam da göbeğinden dalmak gerekmektedir. Bu yüzden hazırladığımız dosyaya şiir, resim, kolajların yanında iki adette metine yer verdik. “Neden bir Türk Sürrealizmi Yok” başlıklı metinimiz modernizm sürecinde Türkiye’nin düşün-sanat ortamında neden Sürrealizmin yaşam şansı bulamadığı sorusunu, barındırdığı kaçış çizgileriyle birlikte ele alan bir ön araştırmadır. Peşi sıra soruşturmayı derinleştirmek, genişletmek yanında yeni sorulara/yollara da ışık tutma hevesini doğurma niyetindedir. Ve akla gelen ilk soru modern dönemde varlık şansı bulamayan avangard, postmodern durum içinde nasıl yaşam bulmuştur? İşte çetin diğer bir düşünsel yol arayışı…

Seçtiğimiz ikinci metin ise Arap Sürrealist Hareketinin 1975 tarihli manifestosu. Özellikle bu topraklara yabancı, dışardan ithal bir heves olarak gören anlayışlara ironik bir yanıt olduğunu düşünüyoruz. Orta Doğu topraklarının bereketli düş iklimine örnek, bir tasavvuf ustası olması yanında gerçek bir devrimci de olan Hallac-ı Mansur’un bir şiiri ile birlikte yer veriyoruz. Bu meşakkatli-önemli çeviri ve Hassan el Sabah’tan bir dörtlüğü dosyamız için özenle çeviren sevgili J.M’ye buradan selamlarımızı iletiriz.
20. yüz yıl Gerçeküstücü imge geleneğine bir selam çakmak için üstad Prevert’in bir yeni çevirisine yer verdik. Bunun yanında güncel-küresel Sürrealist şiire Arjantin, Portekiz, İngiltere ve İsveç’ten dört şair ile örnek verdik. Merl Fluin, Londra Sürrealist Eylem Grubu üyesi ve dosyamıza giren şiiri 2010 tarihli şiir kitabı The Reality Binge Trick’ten alındı. Emma Lundenmark ise Stockholm Sürrealist Grup üyesi ve onunda dosyamıza giren şiirleri 2010 yılında basılan Organica Fläktrum’de den alındı. Juan Carlos Otena, Arjantin ve Montevideo’yu kapsayan Rio de le Plata Sürrealist Grup üyesi bir yazar-şair ve dosyamız için özel gönderdiği bir şiirine yer verdik. Carlos Martins, Portekiz Sürrealsit hareketin köklü isimlerinden ve o da Borges Defteri’nden sevgili Sufi’nin özenli bir çevirisi ile Türkçeye kazandırılmış oldu. Dosyamızın çeviri sürecinde bize destek- nefes veren Umut Taylan, Ezgi Aksoy, Ayşe Özkan, Alice’e de buradan teşekkürlerimizi sunarız.


Gerçeküstücü İmge özel sayımızın diğer yurtdışı katılımcıları birer resim ile dosyamıza güç veren Atina Sürrealist grup üyesi Theoni Tambaki ve Paris’te yaşamını sürdüren İstanbul doğumlu sanatçı Ody Saban. S.E.T’in asi çocuklarından cins bir çizim, OnstOn ise bir şiir/çizim ile dosyamız için üretim yaptılar. Ceren Fındık bir çizim, Serdar Aydın bir dijital kolaj, bende bir somut, cut-up şiirle dosya da yer aldım. Tuncay Takmaz dostumuz bir görsel işiyle katkıda bulundu.

Sonuçta Kirpi, şiir ve poetikasına yoğunlaşmış bir mecra ve doğal olarak bizde genç, güçlü ve Gerçeküstücü İmge ile paslaşan şiirlerle dosyamızın gövdesini oluşturduk. Alper T. İnce, Özgür Asan, Şakir Özüdoğru, Umut Taylan, Ömer Akay, Zozan Gemilerördü, Fantom, Yaprak Gözeker, A. Emre Cengiz, Burcu İnci ve Baran N. bizlerle şiirlerini paylaştılar.

Sonuçta uzun yolun eridir bu çabalar, menzili Kaf Dağının ardına dayanan…

Tepegöz’ün pusu da beklediği, Beberuhi’nin çalılıklar arasında tur attığı, Simav Kadısının yarin yanağından gayrı dediği topraklardan kozmosun sonsuzluğuna dek...

Rafet Arslan 
2010/2011 Istanbul


3 Şubat 2011 Perşembe

ön yıkım gecesi / ilk darbeler

Ykım 2011 in ilk haberci güvercinleri 23.Ocak pazar Kadıkör Gram'a kondu. Günün ve gecenin içinde yani parametreler çalıştı, yeni zamansal kavramlar. Çoşku ile yazan-çizen boyayan eller, çalan söyleyen diller. Ortalık yerde hep birlikte oluş ve hep birlikte üretmenin keyfi bir kez daha hayatın o sert bel kemiğini kırdı.

O gece orada olan herkes toplumsal ölümler hakkında çok eski masallardan dersler almışlardı ve bu nedenle çok uzak gelecekler düşleyebiliyorlardı.

Video gösterimleri, canlı performanslar ve dansla uğultu, çınlama, iç çekiş, haykırışların dalgaları iç evrenlerden dış uzaya yayılana dek sürdü.










Yıkımı hiç çekinmeden, hiç endişelenmeden sezgileri ile yazan, çizen,çalan ve söyleyenlere, ve Gram Kadıköy'e teşekkürlerimizle.